Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı ile Kıbrıs Rum Toplumu lideri Sayın Anastasiadis 16 Nisan Pazartesi akşamı BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Sayın Elizabeth Spehar’ın ikametgahında bir araya geleceklerdir.
Bölgemiz Doğu Akdeniz’de gerginliğin üst düzeyde olduğu bu günlerde, Kıbrıs’ta karşılıklı kabul edilebilir, adil ve kalıcı bir çözümün ivediliği hatırlanmalıdır. Bu yüzden liderlerin yapacakları bu değerlendirme toplantısı müzakerelerin geleceği açısından oldukça önemlidir.
Adadaki istikrarsızlığın ve statükonun devamının, iki toplumun da her yönden aleyhine olduğu gerçeğinden hareketle, daha fazla zaman kaybetmeden sonuç odaklı bir girişimle anlaşmaya ulaşmak, liderlerin tarihi sorumluluğudur.
BM Genel Sekreteri Sayın Guterres’in de belirttiği üzere, 2015-2017 müzakere sürecinde tarafların yoğun emekleri sayesinde ciddi yakınlaşmalar sağlanmıştır. Bunların heba edilmemesi ve aynı yaklaşımla geriye kalan farklılıkları bir paket olarak ele alarak, tüm tarafların kabul edebileceği bir anlaşmaya varmak olanak dahilindedir.
Haziran-Temmuz 2017 tarihlerinde Crans-Montana’da gerçekleşen Kıbrıs Konferansı’nda “tarihi bir fırsat”ın kaçırıldığı gerçektir. Gerek iki yıllık müzakere sürecinde gerekse Konferans boyunca Kıbrıs Türk tarafının, her iki tarafın da kabul edebileceği ve tüm tarafların kazanacağı bir model üzerinden hareket ederek birtakım somut adımlar attığı; fakat gerekli karşılığı bulamadığı da tarihsel bir gerçektir.
Diğer yandan, hidrokarbon sondaj girişimlerinin, Kıbrıs sorunu çözülmeden devam etmesi, dikkate alınması gereken bir potansiyel gerginlik olarak karşımızdadır. Müzakere sürecinin yakın zamanda başlayarak bir anlaşmayla tamamlanması gerekliliğinden hareketle, hidrokarbonlar konusunda tarafların ihtilafa düşmekten imtina etmelerini ve ortak kazanım odaklı bir davranış sergilemelerini önemli buluyoruz.
Tüm bu veriler ışığında, Pazartesi akşamı gerçekleşecek olan yemeğin, bir müzakere düzlemi olmasa da, liderlerin müzakerelere kalındığı yerden devam etme girişimini sağlamak için zemin yaratabileceği ortadadır.
CTP olarak, 16 Nisan akşamı yapılacak yemeğin, geçmişle ilgili önyargılardan arınmış ve her iki toplumun ortak menfaatlerini koruyacak Federal Kıbrıs’ın inşası hedefi doğrultusunda gerçekleşmesini ve yapıcı bir yaklaşımla şekillenmesini beklemekteyiz. Bize göre yapıcı yaklaşım, Crans-Montana’da gelinen son aşamanın dikkate alındığı, BM Genel Sekreteri’nin önerdiği ve “Guterres çerçevesi” olarak adlandırılan paket anlayışıyla, açık uçlu olmayan ve referandum ile sonuçlanacak bir kurgu ile ilerlemek demektir.
Guterres çerçevesinin sunduğu kapasiteyi rasyonelce değerlendirmenin tüm taraflar için bir kazanım olacağı kesindir. Bu noktadan geri adım atılması ve tarafları yeniden başlangıç noktasına götürecek bir müzakere süreci öngörülmesi bizim için kabul edilemez.
CTP olarak, ilgili BM kararları çerçevesinde, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı adil bir Federal çözüme olan ihtiyacın önemini bir kez daha vurgularız.
Cumhuriyetçi Türk Partisi