Bir gazetenin bugünkü manşetine taşınan, Halil Falyalı’ya ait olduğu savunulan, “Eroğlu’na 3 milyon lirayı ben kendi elimle götürdüm” sözleri ile ilgili CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu’nun değerlendirmeleri.
Ülkemizin bugün yönetilmekte olduğu anlayış nedeniyle hangi tehlikelerle boğuştuğuna, hangi uçurumlara sürüklendiğine her gün yeni bir kanıtla şahit olmaktayız. Hayal gücümüzün ötesinde olaylar yaşanmakta ve bu ülkeyi yönetenlerin, aslında akıl almaz karanlık ilişkiler yardımıyla bulundukları konuma ulaştıkları tekrar tekrar kanıtlanmaktadır.
2009 yılında yapılan milletvekilliği seçimlerinde,ihtiyaç duydukları harcamalar için borçlanma arayışına giren UBP’nin, daha sonra inanılmaz ve izah edilmez ölçüde para harcamasının nedenleri, malumun ilanı olarak şimdilerde daha net olarak ortaya çıkmaktadır.
Bugün basına düşen ‘üç milyonu ben kendi ellerimle nakit olarak verdim’ iddiasının doğruluğu, savcılık ve polis tarafından mutlaka ve gecikmeden soruşturularak açığa çıkarılmalıdır. Haber,bir bakıma malumun ilanı olarak ele alınmalı, değerlendirilmeli ve sonuçları kamuoyuna açıklanmalıdır.
Bazı gazino sahiplerinin, milletvekilliği transferleri için para harcadıkları iddiaları hala daha halkımızın hafızasındadır. Lefkoşa Türk Belediyesi için Sayıştay tarafından hazırlanan ve Başsavcılığa sunulan raporun işaret ettiği bulgular, ilave bir girişime gerek duyulmadan araştırılmalıydı. Kaldı ki, partimize mensup belediye meclis üyelerinin suç duyurusunda bulunmuş olmaları karşısında, savcılığın ve polisin hala kılını kıpırdatmaması kabul edilir bir yaklaşım değildir.
Başbakan İrsen Küçük, UBP Genel Sekreteri olduğu dönemde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için “parti dışında da seçim büroları vardı” diyerek, yapılan harcamalardan UBP’yi soyutlamaya çalışmaktadır. Bu boşuna bir çabadır. Çünkü bu tür karanlık ilişkiler UBP Hükümetleri döneminde hep yaşanmaktadır. Devletin kurumlarının adı ile hukuk dışı kişi ve işler, sadece UBP’nin hükümette olduğu dönemlerde yan yana anılmaktadır. Ülkemizdeki çürümüşlük, Ulusal Birlik partisinin eseridir ve hükümet etmeye devam ettikleri her gün, bu çürümüşlük kalıcılaşmakta, kokuşmaya dönüşmektedir.
Son milletvekilliği seçimlerine girerken, parası olmadığı için maliyeden avans isteyen UBP’nin, Milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde harcadığı toplam paranın kaynağı, inandırıcı olarak açıklanmadığı sürece, UBP’nin halkımızı yönetme hakkı yoktur. Milletvekilliği transferleri için bazı gazino sahiplerinin kaynak aktardığı iddiaları UBP Hükümeti döneminde temiz yönetim olamayacağının açık kanıtıdır.
Lefkoşa Türk Belediyesi Meclisinin kararı olmadan Derviş Eroğlu’nun başbakan olduğu dönemde ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine çok kısa bir süre kala bakanlar kurulunun on milyon sterlin borçlanma kararının nedenlerini henüz kimse anlatmamıştır. Hele hele bu kararın Cumhurbaşkanlığı’na aday olan bir başbakan tarafından, hükümete yapılmış resmi bir başvuru olmaksızın,seçim öncesinde önce alınmış olmasının izahı yoktur.
Bugün bir gazetede yazılan ‘Eroğlu’na parayı ben kendi elimle götürdüm’ iddialarını diğerleriyle yan yana koyduğumuzda, AYRI AYRI OLAYLARIN, BÜTÜNÜ TAMAMLAYAN PARÇALAR olduğunu görmekteyiz. Yaşadığımız, basına konu olan ve devleti çürüten bu kadar iddia ile olaydan sonra, savcılık ve polis, ilgili taraflardan başlayarak hala daha niye soruşturma yapmamaktadır. Soruşturma açılmamasının nasıl bir gerekçesi olabilir?
UBP’nin uygulamaları nedeni ile yaşanan bu çürümüşlükten, başta partimiz olmak üzere, diğer siyasal partilerin de sorumlu tutulmasının kabul edilmesi mümkün değildir. Bizler Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler olarak, son bir kez daha Polis Genel Müdürlüğü ve Başsavcılığa yukarıdaki iddiaları soruşturması ve açığa çıkarması için çağrı yapıyoruz.
Kıbrıs Türk Halkı bu kokuşmuşluğu ve böylesi bir yönetimi hak etmiyor. Bizler, polis de, yargı da peşine düşmese dahi bunun peşini bırakmayacağız ve günü geldiğinde bunlardan da, görevini ihmal edenlerden de muhakkak hesap soracağız.
Özkan Yorgancıoğlu
CTP-BG Genel Başkanı
13.06.2012